1 Şubat 2021 Pazartesi

2020-2021 EĞİTİM-ÖĞREİTİM YILI 10.TÜRK DİLİ ve EDEBİYATI DERSİ

ŞİİR ÜNİTESİ TARAMA TESTİ 


1.     Araplara Türkçeyi öğretmek ve Türkçenin Arapça kadar

zengin bir dil olduğunu göstermek amacıyla yazılan ilk

Türkçe sözlüktür. Eser yalnızca bir sözlük olmayıp Türkçenin

XI. yüzyıldaki dil özelliklerini belirten, ses ve yapı bilgisine

ışık tutan bir gramer kitabı; kişi, boy ve yer adları kaynağı;

Türk tarihine, coğrafyasına, mitolojisine, folklor ve halk

edebiyatına dair zengin bilgiler içeren, aynı zamanda

dönemin tıbbı ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi veren

ansiklopedik bir eser niteliği taşımaktadır.

Bu parçada sözü edilen eserin adı ve yazarı aşağıdakilerin

hangisinde doğru verilmiştir?

A) Divan-ı Hikmet - Ahmet Yesevi

B) Kutadgu Bilig - Yusuf Has Hacip

C) Muhakemetü’l-Lugateyn - Ali Şir Nevai

D) Atabetü’l Hakayık - Edip Ahmet Yükneki

E) Divanu Lugati’t-Türk - Kaşgarlı Mahmut


Deli gönül bizim ele gidersen

Selam söyle eller bana küsmesin

Yol ırak viran bağa varırsan

Gülü solmuş bağlar bana küsmesin

2. Bu dörtlükte aşağıdakilerden hangisine örnek vardır?

A) Teşbih (Benzetme) B) Teşhis (Kişileştirme)

C) Tezat (Zıtlık) D) Telmih (Hatırlatma)

E) Tenasüp (Uygunluk)


Yene bir kereglig sözüm bar sana,

Ayayın men anı, kulak tut mana;

Söz oldur: Tekebbürni baştan salıp

Tevâzu’nı berk tut, yapuş ked ana.

Günümüz Türkçesiyle

(Yine bir gerekli sözüm var sana,

Söyleyeyim ben onu, kulak ver bana;

Söz şudur: Kendini beğenmişliği baştan atıp

tevazuyu sıkı tut, ona iyice sarıl.)

3. Atabetü’l Hakayık’tan alınmış bu dörtlükte işlenen tema

aşağıdakilerden hangisidir?

A) Alçak gönüllülük B) Kibir C) Ayrılık

D) Allah aşkı E) Hayatın geçiciliği



4. Yüce dağ yeşil çimen yol olsa

Acem bahçeleri gonca gül olsa

Saçı sırma gül dudağı bal olsa

Gönül istemezse dile daş gelir.

Bu dörtlükte altı çizili söz gruplarında görülen edebî

sanat aşağıdakilerden hangisinde doğru açıklanmıştır?

A) Anlamca birbiriyle ilgili kelimeler bir arada kullanılmıştır.

B) İnsan dışındaki bir varlığa, insana ait bir özellik verilmiştir.

C) Aynı varlığa ait birbirine zıt kavramlar bir arada kullanılmıştır.

D) Bir olayın gerçek sebebi farklı ve güzel bir nedene bağlanmıştır.

E) Birbiriyle ilgili iki şeyden zayıf olan kuvvetli olana benzetilmiştir.



                     I                                                                 II

İki dilber gördüm güller içinde                         Gurbette ömrüm geçecek

İkisi de nazlı cana uygundur                            Bir daracık yerim de yok

İsmini gizlerim diller içinde                             Oturup derdim dökecek

Biri nazlı kuğu biri toygundur                         Bir münasip yârim de yok

5.Aşağıdakilerden hangisi bu dörtlüklerin ortak özelliği  değildir?

A) Uyak ve redif kullanılması

B) Hece ölçüsüyle söylenmesi

C) Çapraz kafiyeyle düzenlenmesi

D) Halk şiiri geleneğiyle söylenmesi

E) Sanatlı, ağır bir dilin tercih edilmesi


6.  Kerem der ki dağ üstüne dağ olmaz

     Ah çekenin yüreğinde yağ olmaz

     Elin kızı gelip sana yâr olmaz

     Varıp kapısına kul olmayınca

Bu dizelerle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Ölçüsü hecedir.

B) Birimi dörtlüktür.

C) Redif kullanılmıştır.

D) Tam uyak kullanılmıştır.

E) Uyak düzeni aaab şeklindedir.



7. Dile yâr

    Gör bir âfet dile yâr

    Ben sana vurulmuşum

    Ne istersen dile yâr

    Öldür beni yaşatma

    Verme beni dile yâr

Bu mâninin konusu aşağıdakilerden hangisidir?

A) Aşk B) Ölüm C) Ayrılık D) Buluşma E) Gurbet



8. Ok atılır kal’asından

    Hak saklasın belâsından

    Köroğlu’nun nârasından

    Her yan gümbür gümbürlenir.

Bu parça aşağıdaki nazım biçimlerinin hangisinden alınmıştır?

A) Koşma B) Semai C) Türkü D) Mâni E) Varsağı


9. Orijinal metin                                              Günümüz Türkçesiyle

Bilig birle âlim yokar yokladı                        Âlim, bilgi ile yükseldi,

Biligsizlik erni çökerdi kodı                            Bilgisizlik insanı aşağı düşürdü.

Bilig yind usanma bil ol hak resul                   Bilgiyi ara, usanma; bil ki o hak Resul

Bilig Çin’de erse siz arkang tidi İlim,             Çin’de bile olsa arayınız. dedi

Atabetü’l Hakayık’tan alınan bu dizeler için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Hece ölçüsüyle yazılmıştır.                   B) İslami ögelerden izler vardır.

C) Bilginin önemi vurgulanmıştır.              D) Uyak düzeni aaab'dir

E) Dörtlük nazım birimi kullanılmıştır.


10. Al giydim alsın diye

      Mor giydim sarsın diye

      İsteyene varmadım

      Sevdiğim alsın diye

Bu dörtlüğün nazım biçimi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Türkü B) Mâni C) Koşma D) Semai E) Varsağı


11. Aşağıdaki tanımların hangisinde bir bilgi yanlışı vardır?

A) Söz, söyleyiş, üslup anlamına gelen “deyiş”, halk

edebiyatında türkü, destan, nefes, tekerleme, koşma

gibi hece ölçüsüyle yazılmış şiirlerin genel adıdır.

B) Mazmun, daha çok, bir nesnenin veya bir hâlin kendisini

söylemek yerine mevcut özelliklerinden biri veya birkaçının

dolaylı bir şekilde ifade edilmesidir.

C) Cinas, edebiyat terimi olarak anlamları aynı, yazılış ve

okunuşları farklı olan kelimelerin bir arada

kullanılmasıyla yapılan söz sanatını ifade eder.

D) “Hikmet”, Ahmet Yesevi’nin İslamiyet’in esaslarını, tasavvufun

inceliklerini hece ölçüsü ve sade bir dil kullanarak

kaleme aldığı şiirlerdir.

E) Destan, toplum hayatında meydana gelen olaylar üzerine

hece ölçüsü ve koşma tarzında söylenen âşık edebiyatının

bir nazım şeklidir.


12. Aşağıdakilerden hangisi yay ayraç içinde verilen nazım

biçiminde yazılmamıştır?

A)   Yürü behey Bulgar dağı                        B)     Ben güzelim diye böyle

       Senden yüce dağ olma mı                               Kurulma nazlım kurulma

       Sen yaylanın güzelisin                                    Evveli coşkun akıp da

       Yanağına ağ olma mı                                     Durulma nazlım durulma

                          (Varsağı)                                                        (Koşma)

C)   Yine geldi yaz ayları                            D)     Çarşamba’yı sel aldı

       Göçeceğim şimden gerü                                Bir yâr sevdim el aldı

       Yaz yağmuru sulu olur                                   Keşke sevmez olaydım

      Coşar, çağlar şimden gerü                               Elim koynumda kaldı

                             (Semai)                                                            (Türkü)

E)  Karaca

      Aldım aşkın tüfeğin

      Vurdum birkaç karaca

      Dünyada bir yâr sevdim

       Kaşı gözü karaca (Mâni)

13. Aşağıdaki dizelerin hangisinde teşhis (kişileştirme) söz  konusudur?

A) Bîmâr-ı derd-i aşk kabûl eylemez ilâç

(Aşk derdinin hastası ilaç kabul etmez.)


B) İnsân-ı kâmil olmağa sa’y eyle âdem ol

(Olgun insan olmaya çalış, adam ol.)


C) Meftûhdur erbâb-ı dile bâb-ı mahabbet

(Sevgi kapısı gönül ehline açıktır.)


D) Çıkmadun ey mâh-ı tâbân bekledük akşama dek

(Ey sevgili, bekledik akşama dek çıkmadın.)


E) Taklîd-i zâğ kebk-i hırâmânı güldürür

(Karganın taklidi, güzel salınışlı kekliği güldürür.)


14. Kaçup sahrâlara kurtuldu Mecnûn hâne kaydından

(Mecnun çöllere kaçıp ev derdinden kurtuldu.)

Bu mısradaki edebî sanatın işlevi aşağıdakilerin hangisinde doğru açıklanmıştır?

A) Cansız bir varlığa insan özelliği verilmiştir.

B) Bilinen bir olay, bir kahraman hatırlatılmıştır.

C) Aralarında ilgi bulunan sözler, bir arada kullanılmıştır.

D) Bir incelik için bilinen bir durum, bilmezlikten gelinmiştir.

E) Bir varlık, geçici olarak başka bir varlığın özelliğini almıştır.


15. Sînemde yanar nâr-ı tecellâdır bu

     Tekrîm olınan âdem-i mânâdır bu

     Fethinde Felâtun-ı hıred âcizdir

     Dil nâmına bir nükte-i garrâdır bu

(Sinemde yanan tecelli ateşidir bu. Saygı gösterilen mana

insanıdır bu. Eflatun’u anlayıp açıklamakta akıl acizdir.

Gönül namına bir güzel nüktedir bu.)

Bu parça aşağıdaki nazım biçimlerinin hangisinden  alınmıştır?

A) Rubai     B) Muhammes             C) Şarkı      D) Murabba       E) Kıta


16. Aşağıdakilerden hangisi bir gazelin matla (ilk) beytidir?

A) Var ise bir hünerün arz ile isbât eyle

Olamaz mahz-ı mübâhat bu da’vaya delil


B) Mihrin görür kemâlde her gün zevâlini

Âkil felekde câh ille mağrur olur mu hiç


C) Hâlimi arz et sabâ dildâre Allah aşkına

Sûziş-i dilden haber ver yâre Allah aşkına


D) Kâkül-i ham-der-ham-ı dildârı etdin târmâr

Eyledin uşşâkı der-zencîr-i sevdâ ey sabâ


E) Göz yum cihandan aç gözünü kendü hâlüne

Sen göz yumub açınca bu dünyâ gelür gider


17. Ben cihân-ârâ şehenşâh-ı cihân-ı ma’niyem

     Sözlerün de pâdişâh-ı kâmrânîdür sözüm

(Ben mana âleminin cihanı süsleyen yüce sultanıyım.

Sözüm de bütün sözlerin bahtiyar sultanıdır.

Yukarıdaki beyit bir kasidenin hangi bölümünden alınmıştır?

A) Girizgâh B) Methiye C) Tegazzül D) Fahriye E) Dua


18.     1526 yılında İstanbul’da doğdu. Bir müezzinin oğluydu.

Çocukluğunda saraç çıraklığı yaptı. İçindeki öğrenme aşkı

ile medreselerde okudu. Büyük bir şair oldu. Padişahların

sarayına girmekle beraber, bir halk çocuğu olduğunu unutmadı.

Padişahların otoritesi ve göz kamaştırıcı makamı onu

hiçbir zaman ezmedi. O, sade ve basit bir insanın da mutlu

olabileceği ve insanlığa hizmet edebileceğine inandı. Bir

yan-dan ordu ve hükümdarların savaşlarını tantanalı

şiirlerle dile getirirken öte yandan çok ince aşk şiirleri

kaleme aldı. 1600 yılında dünyaya gözlerini kapadı.

Divan’ında yer alan Kanuni Mersiyesi onun en tanınmış

şiirlerinden biridir.

Bu parçada sözü edilen şair aşağıdakilerden hangisidir?

A) Baki B) Fuzuli C) Nedim D) Nefi E) Şeyhî


19.     Arap ve Fars edebiyatlarında görülmeyen bu nazım

biçimi, divan şiirinde halk edebiyatından gelen bir tesirle

doğmuş-tur. Bent sayısı üç ile beş arasında değişir.

“miyan” veya “miyanhane” ile “nakarat” bölümlerinden

oluşur. Naili, Nedim, Şeyh Galip ve Enderunlu Vasıf bu

türün önemli temsilcileridir.

Bu parçada sözü edilen divan edebiyatı nazım biçimi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Rubai B) Tuyuğ C) Şarkı D) Murabba E) Terbi


20.(I) Divan şiirinde gazelin çıkış noktası olan ilk iki mısrasıyla

sonraki bütün kafiyeleri belirleyen beyit “doğuş yeri”

anlamında “matla” adını alır. (II) Gazelde “yek avaz”,

matla beytini takip eden ve ondan daha güzel olmasına

çalışılan beytin adıdır. (III) Öte yandan gazelin en güzel

beyti, “şah beyit” veya “beytül gazel” diye ayrı bir isimle

değerlendirilir. (IV) Gazelin sona erdiği beyte “kesim yeri”

anlamında “makta” adı verilmiştir. (V) Bütün beyitlerinde

aynı konunun işlendiği gazellere ise “yek-ahenk” adı

verilir.

Yukarıda numaralanmış cümlelerin hangisinde bir bilgi yanlışı vardır?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.


21. Aşağıdakilerin hangisinde bir bilgi yanlışı vardır?

A) “Rubai” ve “kıt’a”da olduğu gibi “tuyuğ”da da mahlas kullanılmaz.

B) Yunus Emre, aruzla yazılmış şiirleri olmakla birlikte bir divan şairi değildir.

C) Beyitlerle kurulan “terciibent”te vasıta beyti, bentten  bende değişiklik gösterir.

D) Dinî temaları işleyen ilahiler, divan şiirindeki tevhit ve münacatlara benzetilebilir.

E) İki beyitten başlamak şartıyla binlerce beyte varabilen mesnevide belirli bir beyit sınırlaması yoktur.

22. Gençlerin elinde geleceği kurmak için cennet kadar güzel bir vatan var.

Bu cümledeki altı çizili benzetmenin türü aşağıdakilerin hangisinde doğru verilmiştir?

A) Tam teşbih            B) Teşbihibeliğ          D) Açık istiare

E) Kapalı istiare        C) Temsili istiare



23.      Sagu                                        Atatürk’e Ağıt

Alp Er Tunga öldi mü?           Ağlayalım Atatürk’e

Isız ajun kaldı mu?                  Bütün dünya kan ağladı

Ödlek öçin aldı mu?                Başbuğ olmuştu mülke

Emdi yürek yırtılur                  Geldi ecel can ağladı

(ısız: kötü, ajun: dünya, ödlek: felek, emdi: şimdi)

Aşağıdakilerin hangisi verilen dörtlüklerin ortak özelliği olamaz?

A) Ek hâlinde redif vardır.     B) Yarım uyak kullanılmıştır.

C) Uyak düzeni aaab'dir.       D) Kişileştirme sanatına vardır.

E) Ölen önemli kişilerin ardından söylenmiştir.


24.

I     Işkıng kıldı şeydâ mini cümle âlem bildi mini

      Kaygum sin sin tüni küni minge sin ok kirek sin

                                             Ahmet Yesevi

(ışk: aşk, şeydâ: deli, min: ben, sin: sen, ok: hep

tün: gece - kün: gündüz)

II     Işkun aldı benden beni bana seni gerek seni

       Ben yanaram düni güni bana seni gerek seni

                                  Yunus Emre

Aşağıdakilerin hangisi yukarıda numaralanmış parçaların ortak özelliğidir?

A) Nazım biçimi ilahidir.            B) Tema din ve tasavvuftur.

C) Aruz ölçüsüyle yazılmıştır.     D) Nazım birimi benttir.

E) Yabancı sözcüklere yer verilmemiştir.


25.Mesneviyle ilgili olarak aşağıda verilen bilgilerden  hangisi yanlıştır?

A) Uyak düzeni aa, ba, ca... biçimindedir.

B) Beyit sayısı, konunun işlenişine göre belirlenir.

C) Daha çok, aruz vezninin kısa kalıplarıyla yazılır.

D) Arap ve Türk edebiyatına İranlılardan geçmiştir.

E) Öyküleme gerektiren konular, bu türde işlenmiştir.

26.Aşağıdakilerden hangisi mesnevi ve kasidede ortaktır?

A) Uyak düzeni

B) Beyit sayısı

C) İşlenen konu

D) Nazım birimi

E) Fars edebiyatında ortaya çıkmaları


Tam bir kaside çeşitli bölümlerden oluşur. Bunlardan biri,

---------- bölümüdür.

27.Yukarıda verilen bilgiye göre boş bırakılan yere

aşağıdakilerden hangisi getirilemez?

A) doğa güzelliklerinden söz eden nesib ya da teşbib

B) asıl konuya girişi sağlamak için yazılan girizgah

C) kasidenin sunulduğu kişinin övüldüğü methiye

D) şairin kendisini övdüğü dizelerden oluşan fahriye

E) şairin adının da geçtiği tegazzül



I. Grup                        II. Grup

I. Yek-avaz                Kaside

II. Ziyade                  Mesnevi

III. Tapşırma             Müstezat

IV. Başlık                   Gazel

V. Fahriye

Yukarıda I. grupta verilen kavramlardan hangisi, II. gruptaki nazım şekillerinden biriyle ilişkilendirilemez?

A)I . B) II . C ) III. D) IV. E) V.


28. I. Dil gamla dahi dest ü giribandan usanmaz

        Bir yar içün ağyar ile gavgadan usandık


II.     Nabi ile ol afeti n ahvalini naklet

        Efsane-i mecnun ile Leyla'dan usandık


III. Bir devlet içün çerha temennadan usandık

      Bir vasl içün ağ yara müdaradan usandık


Yukarıda, Nabi'ye bir gazelin üç beyti sırası değiştirilerek

verilmiştir . Bu beyitlerin doğru sıralanışı nasıl olmalıdır?

A) I -III - II                       B) II -I -III           C) II-IIII-I

D) III-II-I                            E) III-I-II

I .

Ferman-ı aşka can iledür inkiyadumuz

Hükm-i kazaya zerre kadar yok inadumuz

II .

Ruhsati'm eyledim senin de methin

AI yanaktan bir buse ver himmetin

Ahiri dünyaya değer gözlerin

Yüz bin sarraf gelse bilmez kıymetin

29.Yukarıdaki şiirlerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden  hangisi yanlıştır?

A) ilki gazelden, ikincisi koşmadan alınmıştır.

B) ilk şiir, ikinciye göre daha ağır ve sanatlıdır.

C) ikisi de alındığı şiirin ilk birimidir.

D) ikisinde benzer temalar ele alınmıştır.

E) ikisinde de redif ve uyak kullanılmıştır.



Sen akşamlar kadar büyülü sıcak

Rüyalarım kadar sade, güzeldin

Baş başa uzandık günlerce ıslak

Çimenlerinde yaz bahçelerinin

30.Bu dörtlükteki uyak türü, aşağıdakilerden hangisidir?

A) Cinaslı uyak               B) Zengin uyak       C) Yarım uyak

D) Tam uyak                   E) Redifli uyak


31. Aşağıdaki dizelerin hangisinde, “yarım uyak” vardır?

A)     Aldım aşkın tüfeğin,

Vurdum birkaç karaca

Dünyada bir yâr sevdim,

Kaşı gözü karaca

B)       Değişti günler, değişti devran

Ne olur uyan, haydi artık uyan

C) Şimdi yaşlı gözler bir pınar gibi

Yaslı gönüllere dünya dar gibi

D)    Gökyüzünde turnam bölüktür bölük

       Ayrılık elinden ciğerim delik

E)   Düşmanın sitemi yürekler ezer

      İnsan bu kahr ile canından bezer


32.     Açma zülüflerin yâr yele karşı

Senin zülfün benim telim değil mi

Bülbül figan eder bir güle karşı

O yâr benim gülüm değil mi

Yukarıdaki dörtlükle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Redif kullanılmıştır.

B) Tam kafiye vardır.

C) Konusuna göre lirik şiire örnektir.

D) Kafiye örgüsü “çapraz kafiye”dir.

E) 11’li hece ölçüsü ile yazılmıştır.

  HİKAYE ÜNİTESİ TARAMA TESTİ 


1. (I) Türk edebiyatının destan geleneğinden halk

hikâyeciliğine geçiş dönemi eseri olan Dede Korkut

Hikâyeleri, Türk boylarının Kafkasya ve Azerbaycan

yörelerindeki yerleşme, yurt kurma ve akınlarını konu alır.

(II) Kitabın asıl adı “Kitâb-ı Dedem Korkud alâ Lisân-ı Tâife-i

Oğuzân”dır. (III) Dede Korkut, Oğuz boylarının

destanlaşmış hikâyelerini derli toplu bir biçimde aktaran

bir anlatıcıdır. (IV) Ağır ve sanatlı bir dili olan Dede Korkut

Hikâyeleri’nin tamamı düzyazı biçimindedir. (V) Dede

Korkut’un anlattığı bu hikâyeler, ancak XV. yüzyılda yazıya

geçirilebilmiştir.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisinde bir bilgi

yanlışı vardır?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.


2. Hikâyeler,----- - - - - - - - - bakımından romandan ayrılır.

Bu cümlede boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi

getirilemez?


A) temel ögenin kişi olması

B) mekân sayısı ve çeşitliliği

C) olağanüstü olayları anlatması

D) az sayıda karaktere yer vermesi

E) yalın bir olay örgüsüne sahip olması


3. I. Halk hikâyelerinin bir anlatıcısı varken mesnevilerin yoktur.

II. Halk hikâyeleri nazım-nesir, mesneviler ise sadece nazım hâlindedir.

III. Halk hikâyeleri ile mesnevilerde kullanılan dil, göndergesel işlevdedir.

IV. Halk hikâyeleri yazılı, mesneviler ise sözlü edebiyat geleneği ürünlerindendir.

V. Halk hikâyelerindeki fasıl, döşeme, olay, dua gibi bölümler mesnevilerde bulunmaz.

Halk hikâyeleri ve mesnevilerle ilgili yukarıda numaralanmış yargılardan hangileri yanlıştır?

A) I ve II. B) I ve III. C) II ve III. D) III ve IV. E) IV ve V.


4. Aşağıdakilerden hangisi Millî Edebiyat hikâyelerinin özelliklerinden biri değildir?

A) Hikâyelerde konular, Anadolu ve millî tarihten alınmıştır.

B) Bu dönem hikâyelerinde realizm akımının etkisi görülür.

C) Arapça ve Farsça tamlamalar sıklıkla kullanılmıştır.

D) Olaylar, çoğu zaman İstanbul dışındaki mekânlarda geçer.

E) Bu dönem hikâyeleri, şahıs kadrosu bakımından  zengindir.


5. Türklerin çok köklü ve sağlam bir anlatı geleneği vardır.

Bu nedenle anlatılar, sağlam bir biçimsel kurguya ve

özgün bir içeriğe sahiptir. Eserlerdeki tip ve karakter

zenginliği ile olay çeşitliliği, anlatıların dinamizmini

yansıtan önemli unsurlardır. Anlatıların diline gelince dil,

gür ve duru bir kaynak suyu gibidir. Dede Korkut

anlatılarının özellikle öyküleme tekniği bakımından

dünya edebiyatına bugün bile örnek teşkil edecek

nitelikte olması boşuna değildir.

Bu parçada Türklerin anlatı geleneği ile ilgili

aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) Olaylarının çeşitliliğine

B) Güçlü öyküleme tekniğine

C) Tip ve karakter zenginliğine

D) Eski bir geleneğe sahip olduğuna

E) Dünya edebiyatındaki benzer örneklerine


6. Divan şiirinde olay ağırlıklı konuların işlendiği bir türdür.

Hikâye ve romanın divan edebiyatındaki karşılığıdır. Divan

şiirinin en uzun nazım biçimidir. Aruzun kısa kalıplarıyla

yazılır. Beyitler arasında anlam bütünlüğü vardır.


Bu parçada sözü edilen tür aşağıdakilerden hangisidir?

A) Masal B) Efsane C) Destan

D) Mesnevi E) Halk hikâyesi


7. Tanzimat Dönemi sanatçılarından ----, Türk

hikâyeciliğinin gelişiminde adı geçen önemli bir isimdir.

“Kıssadan Hisse” ve özellikle “Letâif-i Rivâyât” serisiyle

hikâye türünün yaygınlık kazanmasında mühim bir rol

oynamıştır. Ancak Türk hikâyeciliği için asıl önemli adım,

yine aynı dönemde yetişen ---- adlı sanatçıdan gelir.

Sanatçı, “Küçük Şeyler” adını taşıyan hikâye kitabıyla

öyküye modern bir yapı kazandırarak hikâyeyi Batılı

örneklerine yaklaştırır.

Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdaki isimlerden

hangileri sırasıyla getirilmelidir?

A) Şinasi - Ahmet Vefik Paşa

B) Muallim Naci - Namık Kemal

C) Abdülhak Hamit Tarhan - Ziya Paşa

D) Ahmet Mithat Efendi - Sami Paşazade Sezai

E) Ahmet Mithat Efendi - Recaizade Mahmut Ekrem


8. Aşağıdakilerden hangisi Türk edebiyatının bilinen ilk  mesnevisidir?

A) Harname B) Kutadgu Bilig

C) Mantıku’t-Tayr D) Mevlid (Vesiletü’n-Necat)

E) Risaletü’n-Nushiyye



9. - Ağlama be ! Ağlama be!

Eskici başka söz bulamamıştır. Bunu işiten çocuk hıçkıra

hıçkıra, katıla katıla ağlamaktadır. Bir daha Türkçe

konuşacak adam bulamayacağına ağlamaktadır.

- Ağlama diyorum sana! Ağlama.

Bunları derken onun da katı, nasırlanmış yüreği

yumuşamış, şişmişti. Önüne geçmeye çalıştı ama

yapamadı, kendisini tutamadı; gözlerinin dolduğunu ve

sakallarından kayan yaşların - Arabistan sıcağıyla yanan

kızgın göğsünebir pınar sızıntısı kadar serin, ürpertici,

döküldüğünü duydu.

Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?

A) Diyaloğa yer verilmiştir.

B) Devrik cümle kullanılmıştır.

C) Tartışmacı anlatım tercih edilmiştir.

D) İlahi bakış açısıyla kaleme alınmıştır.

E) Sözcüklerde mecaz ve yan anlam ön planda tutulmuştur.


10. Bay Büre Bey hemen soylu Oğuz beylerini çağırdı, konukladı. Oğlunun yaptıklarını anlattı. Bütün beyler  alkışladılar. Sonra Dedem Korkut geldi, oğlana ad kodu. Görelim ne dedi?

Ünüm anla, sözüm dinle Bay Büre Bey,

Yüce Tanrı sana bir oğul vermiş, bağışlasın!

Ağır sancak götürdüğünde müslümanlar arkası olsun!

 Karşı yatan karlı dağlar aşar olsa,

Ulu Tanrı senin oğluna aşıt versin!

Kalabalık kâfire girdiğinde!

Ulu Tanrı senin oğluna fırsat versin!

Sen oğlunu Bamsam diye okşarsın,

Bunun adı Bozaygırlı Bamsı Beyrek olsun,

Adını ben verdim, yaşını Allah versin!

Soylu Oğuz beyleri el kaldırdılar, dua ettiler. Bu ad, bu yiğide kutlu olsun, dediler.

Bu metnin üslup özellikleriyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Millî özellikler bulunmadığından evrenseldir.

B) Konuşma diliyle oluşturulduğundan doğaldır.

C) Kişisel düşüncelere yer verildiğinden özneldir.

D) Telaffuzu kolay sözler kullanıldığından akıcıdır.

E) Gereksiz ifadelere yer verilmediğinden durudur.


11. - Hayır. Ben de beraber cenge çıkacağım.

- Çok ihtiyarsın baba.

- Fakat kalbim kuvvetlidir.

- Rahat et! Bizi seyret!

- Kırk senedir dövüşe hasretim.

Oğlu:

- Vurulursun! Vatana hasret gidersin!

Kara Memiş, o vakit, birdenbire gençleşmiş bir kaplan gibi

doğruldu. Duramıyordu. Kalkan, kılıç istedi.

- Şehit olursam bunu üzerime örtün! Vatan, al bayrağın

dalgalandığı yer değil midir, dedi.

Bu parça aşağıdaki metin türlerinden hangisinden alınmış

olabilir?

A) Biyografi B) Destan C) Hikâye D) Mesnevi E) Masal


12. Bu ne hâldur sana zulmet içinde

Niçe uyuyasın gaflet içinde

Kişi kim Hak yolından taşra dura

Dutup boynına kendü zencîr ura

Ömür geçdi dirigâ giç uyandum

Bu dünyâ bana bâkî kala sandum

Ömür geçdi dahı uyanmagın yok

Kin ü gaybet suyına kanmagun yok


Risaletü’n-Nushiyye adlı mesneviden alınan bu dizeler

için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Nazım birimi beyittir.

B) Bir konu bütünlüğü vardır.

C) Uyak ve redifler kullanılmıştır.

D) Dizeler kendi arasında kafiyelidir.

E) Hecenin kısa bir kalıbıyla yazılmıştır.


13. Kan-Turalı aydur:

- Bu dünyayı erenler (yiğitler) akıl ile bulmuşlardır. Bunun

önünden sıçrayayım, ne hünerim var ise göstereyim, didi.

Adı görklü (güzel) Muhammed’e salavat getürdi, boğanın

öninden savuldı. Boğa boynuzı üzerine dikildi. Kuyruğından

üç kere küterip (kaldırıp) yire çaldı. Sünükleri

(kemikleri) hurd oldı (un ufak oldu). Bastı, boğazladı, bıçak

çıkarup derisin yüzdi. Eti meydanda koyup derisini tekürün

önine getürüp aydur: »

- Tan ile kızunı mana viresin, didi.

Dede Korkut Hikâyeleri’nden alınan bu metnin teması

aşağıdakilerden hangisidir?

A) Kahramanlık B) Yalnızlık C) Özlem D) Hüzün E) Aşk


14. (I) Risaletü’n-Nushiyye, Yunus Emre’nin mesnevi tarzında

kaleme aldığı bir eseridir. (II) Yunus Emre, bu eserinde insanın

nefis mücadelesini, tasavvuf ahlakını, insanın yaratılış sırrını

anlatmaktadır. (III) O, bu temaları ele alırken Anadolu

Türklüğünün XIII. yüzyılda yaşam biçiminden aldığı olay ve

motifleri kullanmıştır. (IV) Eserde dönemin edebî dili olan

Farsçanın etkisi açıkça görülür. (V) Risaletü’n-Nushiyye, XIII. ve

XIV. yüzyıl Türk mesnevi edebiyatının en güzel örneklerindendir.

Yukarıdaki metinde numaralanmış cümlelerden hangisinde bir

bilgi yanlışı vardır?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.


15. - Ey güzel sen hangi bahçenin sümbülüsün, dedikte kız:

- Babam Isfahan şahının sabık hazinedarı Keşiş’tir. Kerem

eyle... Görmesin... Beni salıver gideyim, dedi. Yalvardı.

Delikanlı, genç güzel kıza şöyle hitap etti:

- Seni bırakırım amma bir şartım var. Benim adım Kerem

senin de Aslı olacak ve bundan böyle birbirimizi bu isimle

çağıracağız.

Bunun üzerine güzel Keşiş kızı, Kerem’in ateş ve aşk dolu

gözlerine bakarak tekrarladı:

- Peki, kabul ediyorum. Bundan sonra benim adım Aslı,

senin ise Kerem olsun.

Böylece kendi kendilerine isimlerini koydular. Bu zaman

içinde genç kızın gönlü de alev alev yanmaya başlamıştı.

Gayriihtiyari, dudaklarından şu beyitler döküldü:

Aldı Aslı

Ne gezersin melül bu yerde?

Aman Kerem beni rüsvay eyleme

Beni sana kısmet etmiş Yaradan,

Aman Kerem beni rüsvay eyleme

Aldı Kerem

Keşiş bahçesinde bir güzel gördüm,

Aklımı başımdan aldı ne çâre?

Taramış zülfünü, dökmüş yüzüne,

Serimi sevdâya saldı ne çâre?

Kerem ile Aslı isimli halk hikâyesinden alınmış bu parçanın

anlatım tutumuyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi

söylenemez?

A) Gerçekleşmesi mümkün bir olay söz konusudur.

B) Anlatım sadedir ve III. kişi ağzından yapılmıştır.

C) Kerem ile Aslı’nın birbiriyle karşılaşması anlatılmıştır.

D) Kurmaca bir metin olduğundan dil şiirsel işlevde

kullanılmıştır.

E) Olay kısmı nazım, duyguların yoğun olduğu kısım ise

nesir şeklindedir.


16. Padişah beyaz tülbent sarılı, çifte tuğlu yusufiyesini yine

çok öne eğmişti. Kaşları hiç görünmüyordu, yüzü her vakitkinden

daha ziyade sertti. İnce murassa direkler

üstünde kurulmuş donuk zümrütten bir kubbeyi andıran

loş sükûnunu:

- “Kızılelma” neresi? İçinizde bilen var mı? suali bozdu.

- ?

Kimse cevap veremedi. Herkes önüne bakıyordu. Padişah:

- Bunu sormak için sizi çağırdım, dedi. Otağımızın etrafında

daima bu narayı işitiriz. İşte bakınız. Yine “Kızılelma’ya,

Kızılelma’ya...” diye bağrışıyorlar... Burası neresidir?

Binlerce defa ismini işittiğim bu memleketin neresi

olduğunu öğrenmek isterim.

Tamışvar fatihi Ahmet Paşa kekeledi:

- Viyana olsa gerek, padişahım.

Padişah öteki vezirlere döndü:

- Öyle mi?

Ömer Seyfettin’e ait “Kızılelma Neresi?” adlı hikâye 

metnindeki anlatım teknikleri ve öğelerinin işlevleriyle

ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Diyaloglara yer verilmiştir.

B) Sade, anlaşılır bir dil kullanılmıştır.

C) Kahraman anlatıcı bakış açısı kullanılmıştır.

D) Tarihî bir konu kurmaca yoluyla ele alınmıştır.

E) Öyküleyici ve betimleyici anlatım biçimi kullanılmıştır.


17. Aşağıdakilerden hangisi Tanzimat Dönemi hikâyelerinin

özelliklerinden biri değildir?


A) Kahramanlar genellikle İstanbul’un aydın çevrelerinden

seçilmiştir.

B) Özellikle romantizm ve realizm gibi Batılı edebî akımların

etkisi görülür.

C) Türünün ilk örnekleri olan bu dönem hikâyeleri teknik

bakımdan zayıftır.

D) Kişiler çoğu zaman tek yönlüdür ve iyiler ödüllendirilir,

kötüler cezalandırılır.

E) Sosyal ve tarihî konulara hiç yer verilmemiş, daima

bireysel konular işlenmiştir.


18. Aşağıdaki eserlerden hangisinin türü mesnevidir?

A) Kerem ile Aslı B) Ferhat ile Şirin

C) Tahir ile Zühre D) Arzu ile Kamber E) Leylâ vü Mecnun


19. O senenin şedid ve medid mevsim-i şitâsı hükm-fermâ

olmağa başladığı zaman, Behcet Bey, ileride kıl ü kâle sebep

olmamak ve düğün masarifini îfâ etmek için Dilsi- tan’ı

satmak istiyordu. Fakat pek geç. Zîrâ satılmak için vücuden

mükemmel olması lâzım gelen Dilsitan’ın bir ciğeri eksikti.

Bu yeis-efzâ, bu musır, bu muannid öksürük bazı geceler,

derece-i ifrata vararak evde herkesi ve bil-husus Behcet

Bey’i rahatsız ettiğinden, Dilsitan’ı evin bir köşesindeki

eksikliği cihetiyle hâli, rutubeti sebebiyle metruk bir odaya

koymuşlardı ki, hastalığın sür’at-i terakkisine bu rutubetin

pek tesiri olmuştu. Cevr-i Felek Kalfa odaya girip de en son

nefesini âlâm ve ıztırap içinde almağa boş yere çalışan

Dilsitan’a, yaşlarla dolu gözlerini nasbettiği zaman,

yukarıdan, kemal-i neş’e vü şetaretle devam eden düğünün

âvâze-i zevk ü şevki bu odaya aksediyordu.


Samipaşazade Sezai’nin “Küçük Şeyler” adlı hikâye

kitabından alınmış bu parça için aşağıdakilerden hangisi

söylenemez?


A) Tutsaklık teması işlenmiştir.

B) Anlatım III. kişi ağzından yapılmıştır.

C) Olay akışı kesilerek arada bilgiler verilmiştir.

D) Kahramanlar yaşamdan alınmış doğal kişilerdir.

E) Yabancı sözcüklerle yüklü ağır bir dil kullanılmıştır.


20. Halk hikayeleriyle ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?

A) Destandan öyküye geçiş döneminin ürünleridir.

B) Ortaya çıktıkları dönemin zihniyetini yansıtır.

C) Tamamen nesir şeklinde bir anlatımı vardır.

D) Kahramanlar ve olaylar gerçeğe yakındır.

E) Genellikle halk şairleri tarafından önemli günlerde söylenmiştir.


21. (I) Dil, sanatsal işlevde kullanılır.

(II) Olaylar genellikle içinde bulunulan zamanda geçmektedir.

(III) Kişi, olay, zaman, mekan gibi ögeleri bulunmaktadır.

(IV) Anlatmaya ve göstermeye bağlı türleri vardır.

(V) Sanatçının hayal gücünden doğar.

Yukarıdakilerin hangisi olaya bağlı metinlerin ortak

özelliklerinden biri değildir?

A)I. B) II. C )III. D) IV. E) V.


22. Aşağıdakilerin hangisi Dede Korkut Hikayeleri'nin geçiş

dönemi eseri olduğunun en g üçlü kanıtıdır?

A) Dilinin yalın ve anlaşılır olması

B) Kahramanların olağanüstü özellikler taşıması

C) Hem İslamiyet öncesi hem İslami kültür unsurlara sıkça yer vermesi

D) Sözlü olarak oluşturulması

E) Türk kültürüne ait birçok unsur içermesi


23. I. Kerem ile Aslı II. Emrah ile Selvihan

III. Arzu ile Kamber IV. Tahir ile Zühre

V . Hz. Ali'nin Hayber Kalesini Fethi

Yukarıdaki numaralanmış halk hikayelerinden hangisi

diğerlerinden farklı bir temayla oluşturulmuştur?

A) l B) II C) III D) IV E) V


24. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde isim-fiil kullanılmamıştır?

A) Seni düşünmek güzel şey, seni düşünmek umutlu şey ...

B) Zorluklar karşısında dayanma gücü bulabiliyorsan ne güzel.

C) Çalışma hayatının yorucu temposunda okumaya fırsat bulamıyor insan.

D) Üzerine düşünülmeden girişilen işler, başarısız olur.

E) Kardeşimle ilk ayrı kalışımız olduğu için biraz kaygılıyım.


25. (I) Düşmana aldanma! (II) Çocuklar gibi sarıya, kırmızıya

kapılma! (III) Gönlünü seni yaratmış olanın rahmetine

bağla! (IV) Daima alçak gönüllü ol! (V) Önce kavgacı

tabiatlı insanlardan, sonra da cahillerle dostluktan uzak

dur!

Yukarıda numaralanmış cümlelerden hangisinin yüklemi,

nesne-yüklem ilişkisine göre diğerlerinden farklıdır?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.


26. Çocukken tahterevalli oynamayı ne kadar çok severdim.

Fakat büyüdükten sonra insanın bu oyuna bütün ömrünce

devam edeceğini hiç de aklımdan geçiremezdim.

Yükselmek, alçalmak; gülmek, ağlamak... İşte hayat!

Bu parçada çekimli kaç fiil bulunmaktadır?

A) 2 B) 3 C) 4 D) 5 E) 6


27. Aşağıdaki cümlelerin hangisinin yüklemi fiil türünde bir sözcük değildir?

A) Bir toplum, temeline sağlam bir kültür oturttuğu zaman güç kazanır.

B) Ateş nasıl ateşle söndürülemiyorsa kötülük de kötülükle ortadan kaldırılamaz.

C) İki şey birbirine karşı çatışma hâlinde olduğu müddetçe bundan bir uyuşma çıkmaz.

D) Sen de benim gibi neşelenmek denilen aldatıcı bir eğlenceye kaptırmışsın kendini.

E) Ahlak, uyulması gereken ilkeler bütünü değil de oralarda bir yerlerde asılı duran ütopya sanki.


28. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde birden fazla fiil kullanılmıştır?

A) Duvarın temelini kazdıktan sonra sakın dibinde durma.

B) Mutlu fertler ancak huzurlu bir toplum içinde yaşayabilir.

C) Başkalarının ayıbını ortaya dökme, kendi kusurlarınla meşgul ol.

D) İnsanlık şerefi için, zulme uğrayan bir halkı zulme karşı korumalıyız.

E) Öğüt dinleyen ve uzağı gören insanlar, hiç kimseye darılmaz


29.Tüm (I) söylenenlere kulağını (II) tıkayıp kendi (III)bildiğini

(IV) okumakta (V)kararlıysan sen bilirsin

Bu cümledeki numaralanmış sözcüklerden hangisi eylemsi değildir?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.


30.Aşağıdaki cümlelerden hangisinde "araba" sözcüğü başka bir

kelimeyle birleşerek belirtisiz isim tamlaması oluşturmuştur?

A) Bir saat sonra Yalova'ya bir araba vapuru gideceğini duydum

B) Çıkışın kolay olması için arabanızı uygun bir yere park edin.

C) Avrupa'da, eski arabaların sergilendiği bir müzeyi gezmiştik.

D) Önümüzdeki arabanın ışığını fark edemeyince çarpıştık.

E) Lisede iken "Sarı Arabalar" isimli bir hikâye kitabı okumuştum.